Gürültü ölçümü, 6331 sayılı iş sağlığı ve güvenliği kanunu gereğince tüm iş yerlerinde ve fabrikalarda yaptırılması zorunlu olan analizlerden biridir. Gürültünün açılımı, aralarında belli bir uyum olmayan ve düzensizlikler bütünü olan şeylerdir. Neredeyse tüm iş yerlerinde karşılaşılan mesleki bir tehlikedir.
Dünya genelinde en yaygın olarak karşılaşılan meslek hastalığı türü, gürültü sebebiyle oluşan işitme kayıplarıdır. Buna bağlı olarak gürültü nedeniyle stres seviyesi artmakta ve birbiri ardına birçok hastalık ortaya çıkabilmektedir.
Çalışanlarda oluşan baş ağrısı, uyku problemi, huzursuzluk, aşırı sinir, konsantrasyon eksikliği vb. gibi hastalıkların etkilerinden birisi de gürültülü ortamda fazla vakit geçirmesidir. Gürültüye maruz kalınması sonucu düşünce bozukluğu oluşabilir, çalışma esnasında verim düşüklüğü yaşanabilir, kişi karakterlerinde değişiklikler olabilir. Gürültünün çalışanlar üzerinde meydana getirdiği dezavantajlara yönelik yapılan araştırma sonucuna göre; gürültülü ortamda çalışan imalat işçilerinin iş verimlilikleri %30 oranında, ofis işçilerinin verimlilikleri ise %60 oranında azalmaktadır.
Gürültü ölçümü Neden Yapılmalıdır?
Gürültü ölçümü, Çalışan kişilerin ortamda bulunan sesten mümkün olduğunca arındırılması ve iş verimliliğini maksimum düzeye çıkarması sebebiyle yaptırılmaktadır. Zorunlu olan bu ölçümün yapılması ile firmadaki ses şiddetine dair detaylı bir analiz gerçekleşerek rapor çıkmaktadır. çıkan raporda tehlike arz edebilecek bir durum söz konusu olursa ilgili konu için önlem almak gerekmektedir. Bu sebeple gürültü ölçümü raporunun sonucunu çok iyi değerlendirme gerekir. Unutmayalım ki iyi değerlendirilmeyen ölçüm raporları sonucunda, iş yerlerinde ki çalışanların maruz kaldığı seslerden dolayı ciddi boyutlarda işitme kayıpları veya sağırlık gibi hastalıklar ortaya çıkabilmektedir.
El nihayetinde yapılan bu gürültü ölçümünün sonucunda insan sağlığını korumak yatar. Ölçüm yapılan ve analiz sonuçlarına göre gerekli önlemleri alınan iş yerlerinde insan sağlığına yönelik iş kanununun getirdiği zorunluluk dışında kişi maruziyetini de gidermiş olursunuz.
Tüm bunların dışında yapılacak ölçüm ile şirket içinden veya çevre işletmelerden gelecek olan şikayetleri en az seviyeye indirebilirsiniz.
Gürültü maruziyet belirleme konusunda ise işveren tarafından, çalışanların maruz kaldığı gürültü şiddetinin değerlendirilmesi ele alınır. Buna göre risk değerlendirmeleri yapılarak gürültü ölçümlerine başvurulur ve maruziyet belirlenir.
Gürültü Ölçümünde Nelere Dikkat Edilmelidir?
Ölçümü yaparken dış faktörler mutlaka göz önünde bulundurulmalıdır. Rüzgar sesi, yağmur sesi gibi sesler dış etkenlerdir. Ölçüm yapılacağı esnasa hava koşullarının size maksimum verimlilik sağlayabileceği anlarda olması gerekmektedir. Sakin, rüzgar olmayan ve dingin olan zamanları seçerek gürültü ölçümünü yaptırmak size en iyi sonucun verilmesinde etkin bir rol oynamaktadır. Eğer gürültü ölçümü yapılacağı yerde veya esnada herhangi bir rüzgar var ise ölçüm rüzgarın olduğu yöne doğru yapılmalıdır. Bunun sebebi ise rüzgar ile aynı yönde yapılan ölçümlerde 2 desibellik bir fark olacak iken tam tesi yönde yapılan ölçümlerde 20 desibele kadar bir etki oluşacaktır. Bu sebeple dış etkenlerden gelebilecek sesler çok mühimdir. Ölçümü direk etkiler ve tam anlamıyla sağlıklı bir rapor çıkarılamaz. Ayrıca ölçüm cihazının doğruluğunun kontrolünün sağlanması da önemlidir. Bunu da akredite bir kuruluş vasıtasıyla uygun bir kalibratör aracılıyla yaptırabilirsiniz.
Gürültü Ölçüm Cihazları
Gürültü ölçümü dediğimiz şey aslında ilgili ortamda oluşan sesi desibel anlamında ölçmektir. 2 cihaz ile gürültü ölçümü yapılmaktadır. Bunlarda ilki ses ölçer dediğimiz sonometre diğeri ise dozimetre’dir. Genelde sonometre ile ölçümler yapılmaktadır. Firmamızda ölçüm cihazlarımızın tümü standartlara uygundur.
Maruziyet Ölçümü
Maruziyet ölçümüne yönelik olarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından 28 Temmuz 2013 tarihinde 28721 sayılı Çalışanların Gürültü ile İlgili Risklerden Korunmalarına Dair Yönetmelik yayınlanmıştır.
Bu yönetmelik 20/6/2012 tarihli ve 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu kapsamında bulunan tüm işyerlerinde uygulanmakta ve buna standartlara uygun olarak raporlanmaktadır.
Gürültünün İnsan Sağlığı Üzerine Etkileri
Gürültü, herkesin etkilenebileceği bir ortak sorundur. Gürültü seviyesinin yüksek olduğu ortamlarda uzun süre geçiren kişilerin kalıcı işitme eşiğini aştığı saptanmıştır.
Biraz daha alçak seviyelerde duran kişilerde ise işitme duyusuna yönelik oluşan zararlar tam bilinmese de insan sağlığı açısından risklidir.
OECD tarafından bundan 30 yıl kadar önce yayınlanan raporda aşağıdaki etkiler tespit edilmiştir.
Gürültünün fiziksel etkileri
Gürültünün işitme duyusunda oluşturduğu olumsuz etkilerdir. Geçici ve kalıcı olarak iki bölümde incelenebilir. Geçici etkilerin en çok karşılaşılanı geçici işitme esiği kayması ve duyma yorulması olarak bilinen işitme duyarlılığındaki geçici kayıptır. Etkilenmenin çok fazla olduğu ve işitme sisteminin eski özelliklerine kavuşmada tekrar gürültüden etkilendiği durumlarda işitme kaybı kalıcı olmaktadır.
Gürültünün fizyolojik etkileri
Bunlar insan vücudunda oluşan değişikliklerdir. Başlıca fizyolojik etkiler; kas gerilmeleri, stres, kan basıncında artış, kalp atışlarının ve kan dolaşımının değişmesi, göz bebeği büyümesi, solunum hızlanması, dolaşım bozuklukları ve ani reflekslerdir.
Gürültünün psikolojik etkileri
Gürültünün psikolojik etkilerinin basında ise; sinir bozukluğu, korku, rahatsızlık, tedirginlik, yorgunluk ve zihinsel etkilerde yavaşlama gelir. Ani olarak yükselen gürültü düzeyi insanlarda korku oluşturabilmektedir. Psikoteknik Merkezlerin Ruhsat Başvurusu için gerekli olan; test odasının 25-35 desibel arası olduğunu gösterir ses ölçüm raporlaması laboratuvarımızca gerçekleştirilmektedir.
Gürültünün performans üzerine etkileri
Gürültünün is verimini azaltması ve işitilen seslerin anlaşılmaması gibi görülen etkileridir. Konuşmanın algılanabilmesi ve anlaşılabilmesi türünden fonksiyonların engellenmesi, büyük ölçüde arka plan gürültüsünün düzeyi ile ilgilidir. Gürültünün is verimliliği ve üretkenlik ile ilgili etkileri konusunda yapılan çalışmalar karmaşık islerin yapıldığı ortamın sessiz, basit islerin yapıldığı ortamların ise biraz gürültülü olması gerektirdiğini göstermiştir. Özetle ortamda belli bir iş ya da fonksiyon için belirlenen arka plan gürültüsünün fazla olması durumunda is verimliliği düşmektedir.