Fiziksel analiz laboratuvarımızda gıda, gıda katkı ve su numunelerinde renk, görünüş, tat, koku analizleri ile fiziksel yönden gösterge olan ya da bozulmaya yol açabilen nem/rutubet-kuru madde, pH, yabancı madde, sınıf özellikleri, yoğunluk vb. analizler ve raf ömrü çalışmaları gerçekleştirilmektedir.

Laboratuvarımızda yapılan fiziksel analizlerden bazıları aşağıda belirtilmiştir.

  • Organoleptik Analizler
  • Yabancı Madde ve Fiziksel Kusurlar Tayini
  • Meyve Oranı Tayini
  • Süzme Ağırlığı Tayini
  • Suya Geçen Madde Tayini
  • İrilik Tayini
  • Siyah Leke Tayini
  • Bin Tane Kütlesi Tayini
  • Tat, Koku, Renk Tayini
  • 22C ve 37C ‘de üreyebilen Mikroorganizmaların Sayımı
  • Stafilokokal Enterotoksin Aranması (ELISA)

Organoleptik Analizler - Tat, koku ve renk analizleri

Organoleptik AnalizlerOrganoleptik özellikler, gıda ürünlerinin insanın duyu organlarını uyaran özellikleridir. Yani gıdaların tadı, kokusu, rengi ve görünüşü, organoleptik özellikleridir. Gıdaların duyusal karakteristikleri, tüketicilerin görme, dokunma, tat alma ve koklama duyuları ile değerlendirildikleri kalite özellikleridir. Bunlara organoleptik özellikler denmektedir. Gıdalardaki başlıca fiziksel şekil özellikleri boyut ve şekil, yüzey dokusu ve görsel kıvamdır.

Gıdaların kaliteli olması, gıdaların insanların tercihinde önemli rol oynayan karakteristik özellikleridir. Bu özellikler ayrı ayrı ölçülüp kontrol edilebilir ve benzer gıdaları diğerlerinden ayırt etmeye yarar. Gıda sektöründe, ürünlerin istenilen kalitede olup olmadığının ölçülmesi ve değerlendirilmesi ve bu ürünlerin tüketicilere ulaşmasına kadar her aşamanın kontrol edilmesi önem taşımaktadır. Gıda işletmelerinde standart ve kriterlerin oluşturulması, üretim hazırlıklarının yapılması, üretim faaliyetleri ve uygun üretimin belirlenmesi ve gelişimi için planlama yapılması aşamalarında kalite kontrol ölçüm teknikleri kullanılmaktadır. Bu teknikler arasında kimyasal, fiziksel ve mikrobiyolojik teknikler yanında duyusal değerlendirme yöntemleri de önemli bir yer tutmaktadır.

Gıdaların duyusal karakteristikleri, tüketicilerin görme, dokunma, tat alma ve koklama duyuları ile değerlendirdikleri kalite özellikleridir. Bunlara organoleptik özellikler denmektedir. Gıdaların görünüşü, tüketici açısından ilk etkiyi oluşturan ve karar vermesini sağlayan en önemli duyusal kalite özelliğidir. Kalite kontrol için önce gıdanın rengine bakılır. Eğer renk olumlu bir etki bırakmıyorsa gıdanın aroması ve besin değerleri iyi olsa bile gıda olumsuz değerlendirilir. Gıdalardaki renk değişimi, gıdaların dokusunu ve tadını doğrudan etkiler. Mikroorganizmaların aktivitesi renk değişimi ile birlikte oluşur. Gıdalardaki başlıca fiziksel şekil özellikleri, boyut ve şekil, yüzey dokusu ve görsel kıvamdır. Çeşitli gıdalarda organoleptik analizler kapsamında tat, koku, renk ve görünüş özelliklerini tayin etmeye yönelik analizler, yetkili laboratuvarlarda fiziksel analizler kapsamında yapılmaktadır.

Gıdanın güvenilir ve kaliteli olmasını sağlayan özelliklerden herhangi birinin eksik olması, gıdanın bütünlüğünü bozmakta ve çoğu zaman çeşitli hastalıklara neden olmaktadır. Gıda güvenliğini ve insan sağlığını kollayan laboratuvarlar, bünyesinde bulunan gelişmiş araç ve gereçler ve deneyimli çalışanlar ile hizmet vermektedir.

Yabancı Madde ve Fiziksel Kusurlar Tayini

Özellikle tahıl ürünlerinde, fiziksel analiz kapsamında gerçekleştirilen ve tahıl ürünlerinin fiziksel kusurlu olup olmadıklarını, kusur varsa ne boyutta olduklarını ortaya koyan çok sayıda analiz çeşidi bulunmaktadır. Gıdalarda özellikle de fırıncılık sektöründe yabancı madde bulunması istenmeyen bir durumdur. Buğday taneleri ile elekten geçen her çeşit yabancı maddelerdir. Yabancı maddeler olarak bozuk taneler, çürümüş, küflenmiş, filizlenmiş tanelerdir. Bundan dolayı özellikle buğday gibi ürünlerde kalite açısından yabancı madde analizi gerçekleştirilmelidir.

Bu kapsamda yapılan analizlerin belli başlı olanları şu şekilde sıralanabilir;
  • Az gelişmiş cılız dane
  • İçi boş tane
  • Yabancı Madde ve Fiziksel Kusurlar TayiniBuruşuk tane
  • Bozuk tane
  • Hasarlı veya tebeşirleşmiş tane
  • Kırık tane
  • Kabuğu soyulmamış tane
  • Beyaz tane
  • Kırmızı çizgili tane
  • Kızıl tane
  • Kırmızı tane
  • Kömürleşmiş tane
  • Tane büyüklüğü
  • Bakliyatta yabancı madde
  • Farklı türden taneler
  • Kalbur altı ve kırık tane
  • Böcekbaşı muayenesi
  • Böcek yeniği, ölü böcek ve diğer parazitler ve böcek araması
  • Hububatta camsılık analizi

Örneğin, camsılık, ekmeklik ve makarnalık buğdayın kalitesini belirleyen önemli faktörler arasında bulunmaktadır. Hububatta camsılık, protein oranının ölçüsüdür ve bir kalite faktörü olarak kabul edilir. Camsılık, makarnalık buğdaylarda protein oranının, ekmeklik buğdaylarda ise un özünün ve ekmek veriminin bir göstergesidir. Fiziksel kusur analiz çalışmaları, yetkili laboratuvarlarda fiziksel analizler kapsamında yapılmaktadır. Bu analizler sırasında, yerli ve yabancı kuruluşlar tarafından yayınlanan standartlara uyulmaktadır. Aynı zamanda genel kabul gören test yöntemlerine ve test kriterlerine uyulmakta ve bu şekilde güvenilir ve tarafsız sonuçlar elde edilmektedir.

Bu analizler sırasında dikkate alınan standartlardan birkaçı şunlardır:
  • TS 2974 Buğday
  • TS 2283 İrmik
  • TS 2284 Bulgur
  • TS 4078 Arpa

Fiziksel kusurlar tayininde ise özellikle tahıl ürünlerinde, fiziksel analiz kapsamında gerçekleştirilen ve tahıl ürünlerinin fiziksel kusurlu olup olmadıklarını, kusur var ise ne boyutta olduğunu ortaya çıkaran birçok analiz çeşidi bulunmaktadır. Özürlü dane sayısı ve oranı ya da makarnalık buğdayda sert yapı (camsılık) veya dönmeli dane miktarı tayini dahil, yukarıda kusur olarak sayılan bütün fiziksel analizler, bu standartlar ve ilgili hububat standardında yer alan kriterler ve özellikler esas alınarak gerçekleştirilmektedir. Sözü edilen laboratuvarlar, güvenilir ve tarafsız sonuçlar almak için, güçlü bir teknolojik altyapıya sahiptir.

Meyve Oranı Tayini

Gıda, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından yayınlanan Türk Gıda Kodeksi Meyve Suyu ve Benzeri Ürünler Tebliği’ne göre (Tebliğ no: 2006/56), meyve suyu, olgun, sağlıklı, taze ve temiz meyvelerden bir takım yöntemlerle elde edilen, elde edildiği meyvenintat, renk ve koku gibi özelliklerini taşıyan, meyvelerin yenilebilir kısımlarından elde edilen ve fermente olmamış ancak fermente olabilen içeceklere denmektedir. Meyve suları, doğrudan meyvelerden elde edilebileceği gibi, tekniğine uygun şekilde hazırlanmış meyve konsantresinden de elde edilebilir. Meyve suları, uygulanan bir takım fiziksel işlemlerle dayanıklı duruma getirilmektedir.

Meyve gelişimini ve sonunda meyve iriliğini etkileyen, tozlanma, döllenme ve meyve tutumu başta olmak üzere birçok faktör bulunmaktadır. Farklı meyve çeşitlerinde, meyve gelişimini takip etmek için, meyvelerin tamamı veya farklı kısımları belli aralıklarla kontrol edilmektedir. Meyve gelişimi derken, meyvenin hacmi, ağırlığı, kuru madde miktarı, protein, yağ ve kül içeriğindeki farklılaşmalar ve bazı organik ve anorganik maddelerin meyvede birikimi gibi birçok özellik ifade edilmektedir. Meyvelerin eni ve boyundaki artışlar izlenerek meyvelerin büyümesi takip edilmektedir. Meyve gelişimi takip edilirken, aynı türden meyvelerin aynı gelişme periyodunda bulunmalarına dikkat edilmektedir.

Meyve Oranı Tayini

Aslında yumuşak çekirdekli meyve çeşitleri ile sert çekirdekli meyve çeşitlerinde de meyve gelişimi farklıdır. Meyve gelişiminde çeşitlerine göre farklılıkların olması, ekolojik koşullar, iklim koşulları ve yılların etkisi de meyve gelişiminde önemli faktörlerdir. Bütün bu faktörler meyve ağırlığını doğrudan etkilemektedir. Yeryüzünde yenilebilir 150 meyve çeşidinden 90’ının ülkemizde yetişiyor olması büyük bir imkandır. Ülkemiz meyve üretimi alanında dünyanın en şanslı ülkelerinden biridir. Her mevsim her bölgede her çeşit meyve üretilmektedir. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı da bu konuda destek vermektedir. Ancak ülkemiz, dünya meyve üretiminin sadece yüzde üçünü karşılıyor. Meyvecilik yatırımları hızla büyüyor, sadece geleneksel çiftçiler değil, büyük firmalar da meyvecilik yatırımları yapıyor. Ancak sadece üretimin artması değil, kaliteli üretimin de olması gerekmektedir. Kalite konusunda en göz çarpan özellik, meyve ağırlığı oranıdır. Lezzeti yanında meyvelerin dolgun ve etli olması da gerekiyor. Meyve ağırlığı oranını tayin etmeye yönelik analizler, yetkili laboratuvarlarda fiziksel analizler kapsamında yapılmaktadır.

Tebliğe göre meyve nektarı, meyve suyuna, meyve suyu konsantresine, konsantreden üretilen meyve suyuna, su ile ekstrakte edilen meyve suyuna, meyve püresine veya konsantresine ya da bunların karışımına su ilave edilerek elde edilen üründür. Meyve nektarına gerektiğinde şeker veya bal ilave edilebilir. Yine sözü geçen tebliğe göre meyve püresi (pulpu), olgun, sağlam, taze ve temiz meyvelerin, kabuk, çekirdek ve yenilmeyen kısımlarının atılması ve yenilen kısımlarının fiziksel yöntemlerle ezilmesi yoluyla elde edilen ezmedir. Meyve pulpu konsantresi de meyve pulpunda bulunan doğal suyun bir kısmının ayrılması ile elde edilen ve hacmi yüzde 50 oranında düşürülen üründür.

Bu tanımlamalardan hareketle meyve oranı şu şekilde tanımlanabilir

tüketilmeye hazır meyve suyu, veya meyve nektarında, sözü geçen tebliğ ekinde belirtilen en düşük çözünen katı madde miktarı üzerinden hesaplanan, meyve suyu veya pulpunun ağırlık olarak yüzdesidir. Ya da bir başka ifade ile meyve oranı, tüketilmeye hazır ürünün, toplam çözünen katı madde miktarında bulunan, meyveden gelen çözünen katı madde miktarının oranıdır. Yetkili laboratuvarlarda, kimyasal testler kapsamında meyve oranı (pulp) tayini çalışmaları yapılmaktadır. Bu analizler sırasında, ulusal ve uluslararası kuruluşlar tarafından yayınlanan standartlara ve genel test yöntemlerine uyulmaktadır. Bu şekilde laboratuvarlar, güvenilir ve tarafsız sonuçlar elde etmektedir.

Süzme Ağırlığı Tayini

üzme ağırlığı tayini, konserve ürünlerde, kutu içindeki konservenin katı içeriğinin ağırlığını belirleme yöntemidir. Konserve kabı içeriği, standart bir elek üzerine boşaltılarak kutu içinde bulunan dolgu sıvısı süzdürülür. Süzme ağırlığı tayini, salça ve reçel benzeri gıda konservelerinde değil, daha çok içinde katı parçalar bulunan konserve gıdalar için yapılmaktadır. Bu yöntem ile konserve kutusu içinde bulunan gıda maddesi miktarının standartlara uygun olup olmadığı tespit edilmiş olmaktadır. Yayınlanan standartlar, konserve kutusuna konulan gıda maddelerinin net ağırlık içindeki payını yüzde olarak ifade etmektedir. Kalan konserve içeriğinin ağırlığı ölçülür. Bir başka ifade ile konservelerde süzme ağırlık konserve içeriğinin net ağırlığına oranı olmaktadır.

Süzme ağırlığı tayini, salça ve reçel benzeri gıda konservelerinde değil, daha çok içinde katı parçalar bulunan konserve gıdalar için yapılmaktadır. Bu yöntem ile konserve kutusu içinde bulunan gıda maddesi miktarının standartlara uygun olup olmadığı tespit edilmiş olmaktadır. Yayınlanan standartlar, konserve kutusuna konulan gıda maddelerinin net ağırlık içindeki payını yüzde olarak ifade etmektedir.

  • TS 1467 Konserve - Taze bamya.
  • TS 1469 Enginar konservesi.
  • TS 1470 Türlü konservesi.
  • TS 2669 Konserve - Bitkisel sıvı yağlı yaprak sarma - Hazır yemek.
  • TS 7898 Konserve - Bitkisel sıvı yağlı imambayıldı - Hazır yemek.
  • TS 2668 Konserve - Bitkisel sıvı yağlı patlıcan dolması - Hazır yemek.
  • TS 2702 Konserve - Etli nohut yahni - Hazır yemek.
  • TS 13554 Sebzeli kebap konservesi - Hazır yemek.
  • TS 2664 Konserve - Bitkisel sıvı yağlı barbunya pilaki-Hazır Yemek.
  • TS 2665 Konserve - Bitkisel sıvı yağlı fasulye pilaki - Hazır yemek.
  • TS 2666 Konserve - Bitkisel sıvı yağlı biber kızartma - Hazır yemek.

Yetkili laboratuvarlarda fiziksel analizler kapsamında yapılan analizler arasında süzme ağırlığı tayini de bulunmaktadır. Bu şekilde güvenilir ve tarafsız sonuçlar elde edilmektedir.

Suya Geçen Madde Tayini

Suya geçen madde tayini yöntemi daha çok makarna ve benzeri gıda ürünlerinde suya geçen madde miktarını tespit etmek amacıyla kullanılan bir yöntemdir. Sözünü etmiş olduğumuz gıda ürünleri önce kaynatılıp daha sonra süzülmektedir, bunun ardından süzüntünün suyu uzaklaştırılmakta ve etüvde kurutulmaktadır. Bu işlemler sonunda tartılarak ağırlık kaybı belirlenmektedir. Bu kayıp suya geçen madde miktarını verir.

Yapmış olduğumuz analizler sonucunda elde edilen suya geçen madde miktarı eğer yüzde 8’den fazla ise makarna düşük kaliteli kabul edilir. Suya geçen madde miktarı eğer yüzde 6 ile 8 arasında ise makarna iyi kaliteli, yüzde 6’dan düşük ise makarna çok kaliteli kabul edilmektedir. Fiziksel analizler kapsamında yetkili olduğumuz laboratuvarlarda suya geçen madde miktarı tayini de bulunmaktadır. Çalışmalarımız sırasında yerli ve yabancı kuruluşların yayınlamış olduğu standartlara uygun yöntemler kullanmaktayız. Tarafsız ve güvenilir sonuçlar elde edilmektedir.

İrilik Tayini

irilik TayiniTahıllar ve kuru bakliyat, temel gıda maddeleri olarak insan beslenmesi açısından önemli bir yer tutmaktadır. Üretilen bütün tahıl ve bakliyatın temiz, kaliteli ve sağlıklı olması gerekmektedir. Ürün kalitesi açısından üretici firmaların, ürünün temizlenmesine, temizleme kriterlerine ve temizleme yöntemlerine önem vermeleri gerekmektedir. Gıda sektöründe, tahıllar ve kuru bakliyatta yabancı maddeleri istenilen düzeye indirmek, sınıflandırmak, derecelendirmek ve ticari amaçlarla kalitesini iyileştirmek suretiyle standart gruplar elde etmek üzere kalibrasyon işlemleri uygulanmaktadır. Amaç daha temiz, sağlıklı ve kaliteli ürünler elde etmektir.

Danelerinin önemli bir kısmı nişastadan oluşan, öğütüldüğü zaman un ve kepek elde edilen ve içeriğinde protein, yağ ve mineral bulunan ürün grubuna tahıl (hububat) denmektedir. Beslenme açısından bugün tahıla bakış açısı, yüksek oranda karbonhidrat içermelerine ve enerji veren özelliğine odaklanmaktadır. Tat ve aroma yönünden nötr (etkisiz) karakterde olan hububat bu yüzden çağlar boyu bıkılmadan hep tüketilmiştir.

Tahılların dane fiziksel özellikleri elek, irilik ve boylama üzerinde yoğunlaşmaktadır. Hububat bitkilerinin tamamı buğdaygiller familyanın üyeleridir. Bu yüzden birbirlerine benzerlikleri çok fazladır. Bütün tahıl daneleri anatomik olarak aynı yapıdadır. Sadece ayrıntılarda farklılık bulunmaktadır. Örneğin 1000 dane ağrılığı, budayın 37 gram, yulafın 32 gram, çavdarın 21 gramdır. Yani buğday daneleri bunlar arasında iridir. Uzunluklara bakılırsa, buğday 5-8 milimetre, yulaf 6-13 milimetre, çavdar 5-10 milimetredir.

Yetkili laboratuvarlarda yapılan hububat fiziksel analizleri, elek analizleri, elek altı, elek üstü, boylama, irilik ve benzer özellikler itibariyle yapılmaktadır. Yerli ve yabancı akreditasyon kuruluşlarından akredite olan bu laboratuvarlarda, elek, irilik ve boylama tayini analizleri yapılırken, sonuçların güvenilir ve tarafsız olması açısından yerli ve yabancı kuruluşlar tarafından çıkarılan standartlara uyulmaktadır. Bu konuda yapılan analizler sırasında buğday unu için şu standart esas alınmaktadır:

  • TS 4500 Buğday unu.

Bin Tane Kütlesi Tayini

Bin (1000) dane ağırlığı tayini, tahıl tanelerinin ağırlık, cılızlık ve dolgunluk durumu ve un verimi hakkında fikir vermesi açısından önemlidir. Bu analizler, tane içindeki unun asıl kaynağı olan endospermin kalitesini öğrenmek amacı ile yapılmaktadır. Bu yöntem, tahılların un verimliliğini tespit etmek için, önce tartılması arkasından sonra sayılması prensibine dayanmaktadır. Değerlendirme sırasında, önce buğday örneği, içindeki yabancı maddelerden ayıklanmakta, sonra temizlenen buğdaydan 15 gram tartılmakta ve sayılmaktadır. Tahıldaki nem oranı göz önünde tutularak tahılın bin dane ağırlığı, kuru madde esasına göre gram cinsinden bulunmaktadır. Tahıl tanelerinin ağırlık, cılızlık ve dolgunluk durumu ve un verimi hakkında fikir vermesi açısından önemlidir. Bu analizler, tane içindeki unun asıl kaynağı olan endospermin kalitesini öğrenmek amacıyla yapılmaktadır. Bin tane ağırlığı, hektolitre ağırlığı ile aynı anlama gelmektedir.

Bin (1000) tane ağırlığı, hektolitre ağırlığı ile aynı anlama gelmektedir. Bu yoldan buğday, arpa ve benzer tahıllardan elde edilen unun verimliliği hesaplanmaktadır. Bin (1000) tane ağırlık tayini yöntemi, her türlü tahıl ve hububatın un verimliliklerini tespit etmek amacı ile, belli hacimdeki bir kaba tahıl örneği dökülür ve bu örneğin tartımı yapılır. Bu işlemde herhangi bir kimyasal madde kullanılmamaktadır.

Gıda analizleri kapsamında yapılan fiziksel analizler arasında bin (1000) tane ağırlık tayini işlemleri, yerli ve yabancı akreditasyon kuruluşlarından akredite olan laboratuvarlarda yapılır. Bu yüzden sonuçlar tarafsız ve güvenilir olmaktadır.

Yetkili laboratuvarlar, dünyanın her yerinde kabul gören test yöntemlerine ve test kriterlerine uymakta, bilimsel araştırmaları takip etmekte ve çalışmalarında yerli ve yabancı kuruluşlar tarafından yayınlanan standartları uygulamaktadır. Dünyanın her yerinde kabul görmüş test yöntemleri ile laboratuvarımızda uygulamaktayız. Bilimsel araştırmaları takip etmekle birlikte yerli ve yabancı kuruluşların yayınlamış olduğu standartlara uygun bir şekilde uygulamaktayız.

Bin (1000) dane ağırlık tayini işlemleri yapılırken esas alınan standartlardan birkaçı şunlardır:
  • TS EN ISO 7971-1 Tahıllar- Yığın yoğunluğunun (kütle/hektolitre) tayini (Bu standart, tahıllarda, hektolitre ağırlığının tayinine ait referans yöntemini kapsamaktadır.)
  • TS EN ISO 520:2010 Tahıl ve Baklagiller- bin dane ağırlığı tayini (Bu standart, tanımlanmış buğdayları kapsar, ancak tohumluk olduğu belgelenen buğdayları kapsamaz.)
  • TS 2974 Buğday (Bu standart, tanımlanmış buğdayları kapsamaktadır.)

22C ve 37C ‘de üreyebilen Mikroorganizmaların Sayımı

22 ºC ve 37 ºC'ta agarlı besiyerinde gelişebilen mikroorganizmaların sayımı çoğunlukla suyun arıtılma, dezenfeksiyon ve dağıtım aşamalarının etkinliğini ölçmek ve durumunu saptamak için kullanılır.
Toplam bakteri veya toplam koloni vb. gibi isimler ile adlandırılan analizler esas olarak bir kalite göstergesidir. Bu analizde elde edilen sayısal değerin küçüklüğü numunenin mikrobiyolojik açıdan temiz ve kaliteli olduğunu göstermektedir.

Aerobik-Koloni-Sayımı

Stafilokokal Enterotoksin Aranması (ELISA)

Kısaca ELISA metodu olarak bilinen enzime bağlı immünosorbent testi (enzyme-linked immunosorbent assay), çeşitli örneklerden proteinleri ve antijenleri tespit etmek ve ölçmek için yaygın olarak kullanılan bir test yöntemidir.
Gıda maddelerindeki stafilokokal enterotoksinleri saptanmasına yönelik olarak bu test yöntemi geliştirilmiştir Bilinen tüm stafilokok enterotoksinleri bu yöntemle tespit edilmektedir. Stafilokokal enterotoksinler, basit proteinlerin suda çözünebilen bir grubudur. Enterotoksijenik stafilokoklar gıdalarda sindirim sistemi üzerinde etkili olan enterotoksinleri meydana getirirler ve “Stafilokokal Gıda Zehirlenmelerine” neden olurlar. S. aureus enterotoksin üreten stafilokok türleri arasında en önemlisidir.

Gıda kaynaklı hastalıklar, sağlığa yönelik en büyük tehditlerden biri haline gelmiştir. Staphylococcus aureus, dünya genelinde gıda kaynaklı çok önemli bir patojendir ve gıda maddelerinin kirletici maddesi olarak çok sık karşılaşılmaktadır. Bazı Staphylococcus aureus suşları tarafından üretilen stafilokokal enterotoksinler, gıda zehirlenmesi salgınlarına yol açmaktadır. En yaygın semptomlar, mide bulantısı, kusma, ishal ve kramplardır. Bütün sağlık kuruluşları ve sivil toplum kuruluşları için stafilokokal enterotoksinleri hızlı ve doğru bir şekilde tespit etmek ve tanımlamak büyük güçlük yaratmaktadır, ancak acil ihtiyaçtır. Stafilokoklar, insan sağlığını olumsuz etkileyen bir patojenlerdir. Genellikle ağız-burun derisi ve mukozasına, el ve ayak derisine, saç ve bıyık gibi kıl diplerine ve kulak yoluna yerleşirler. S. aureus, Vücut direnci düşmesi, vücuttaki bakteri sayısında artış olması veya enterotoksin oluşması durumunda tehlikeli duruma gelir.

Şu anda, bakteriyel kontaminasyonun neden olduğu gıda kaynaklı hastalıklar, insan sağlığını ve gıda güvenliğini etkileyen en büyük problemdir. Staphylococcus aureus, 7 ile 49 derece arası sıcaklıkta ve 4,2 ile 9,3 arası pH değer aralığında gelişebilmektedir. Bu mikroorganizma, çeşitli gıdalarda büyümeye uyum sağlamakta ve enterotoksin salgılayarak gıda zehirlenmesine neden olmaktadır. Stafilokokal enterotoksinler, termostabil karakterde olan pastörizasyon sıcaklıklarında tahrip olmazlar. Özellikle süt ineklerinde S. aureus nedeniyle mastitis hastalığı ortaya çıkar. “Stafilokokal Gıda Zehirlenmesi” gıdanın 100 gramında en az 100 ng enterotoksin bulunması durumunda ortaya çıkar.

S. aureus, özellikle gıda endüstrisinde çalışan kişilerin burnunda veya ellerinde bulunabilir. Gıda ürünlerinde, stefilokoklar aranmaktadır ve tespit edilmesi durumunda üretim, işletme hijyeni, personel hijyeni ve çalışma ortamı hakkında fikir sahibi olabilmekteyiz. Yukarıda belirtilen nedenlerden dolayı özellikle halk sağlığı açısında gıda sektöründe düzenli gerçekleştirilmesi gereken test parametrelerinden biridir.