Etiket bilgilerinde yer alan enerji ve besin öğesi değerleri bireylerin beslenme, gereksinim ve ihtiyaçlarına göre seçim yapabilmesini sağlar.

Gıdanın etiketinde yer alan bilgiler gıdanın kimliğini oluşturur. Bu bilgilerin bulunmasından ve doğruluğundan gıdayı üreten, pazarlayan veya satan gıda işletmecileri sorumludur. Etiketlerin beslenme ve sağlık beyanı içermesi için gıdanın enerji ve besin değerlerinin mevzuata uygun bir şekilde bildirilmesi ve gıdanın beyan edilen değerleri karşılaması zorunludur.

  • Enerji Değeri
  • Karbonhidrat
  • Şeker (Toplam)
  • Diyet Lifi
  • Protein Miktarı
  • Yağ İçeriği
  • Doymuş Yağ Asitleri
  • Trans Yağ Asitleri
  • Kolesterol
  • Vitamin ve Mineral
  • Tuz
  • Kuru Madde Miktarı
  • Yaş Kimya Analizleri

Enerji Değeri

İnsan vücuduna enerji sağlayan besinler yağlar, karbonhidratlar ve proteinlerdir. Besinlerin çeşidine bağlı olarak, içlerinde bulunan yağ, karbonhidrat ve protein miktarları da farklılık göstermektedir. Yani besinlerin enerji değerleri, bileşiminde yer alan besin ögelerinin çeşitlerine ve miktarlarına bağlı olarak değişmektedir. Besinlerin verdikleri enerji miktarı bomba kalorimetre aracı kullanılarak ölçülmektedir. Bu aracın özel yerine kalorisi ölçülecek gıda maddesi konur ve yakılır. Bu şekilde elde edilen ısı ile araçtaki su ısıtılır ve suyun sıcaklığı ölçülür. 1 gram yağ bu şekilde 9 kalori, karbonhidrat 4 kalori, protein ise 6 kalori vermektedir. Ancak insan vücudunda bu değerler daha düşüktür. Çünkü gıdalar kalorimetrede kayıp vermeden tamamen, yanmaktadır.

Oysa insan vücudunda bir takım kayıplar olmaktadır. Vücuda giren gıda maddelerinin tamamı sindirilemez. Çok az bir kısmı yakılmadan vücuttan atılır. Bu nedenle olası kayıplar dikkate alınarak, kalorimetrede ölçülen enerji değerlerinde bir miktar indirim yapılır. Düzeltilmiş değerler, besin maddelerinin vücuda sağladıkları esas enerji miktarıdır. Buna fizyolojik enerji değeri denmektedir. Gıdalarda ya da gıda katkılarında mevcut olan besinin insanda ya da canlıda enerjiye dönüşüleceği düşünüldüğünde; gıdalardaki gıda katkılarında ya da yem ve yem hammaddelerinde enerji içeriğinin tespit edilmesi gerekmektedir.

Enerji Değeri

Vücutta meydana gelen bütün fiziksel ve kimyasal olaylar için enerji olmak zorundadır. Bu enerji, besin olarak alınan, yağ, karbonhidrat ve protein gibi gıdalarda saklı olan enerjinin metabolizma tarafından açığa çıkarılması ile elde edilmektedir. Bu enerji miktarı, kilo kalori ile ölçülmektedir. 1 gram damıtık suyun ısısını 14,5 dereceden 15,5dereceye çıkarmak için gerekli ısı miktarına 1 kilokalori denir. Yetkili laboratuvarlarda, kimyasal gıda analizleri kapsamında mama, katı ve sıvı yemeklik yağlar, şekerli gıdalar, çikolata, helva, gıda katkı maddeleri, yem katkı maddeleri, toz içecek, yumurta, balık ürünleri ve benzeri gıda ürünlerinde kalorimetre ile toplam enerji miktarı tayini çalışmaları yapılmaktadır.

Son yönetmeliklerle paketli olan tüm gıdaların enerji hesaplamasının yapılması zorunlu hale getirilmiştir. Öncelikle numune matrisine uygun olacak şekilde protein, nem, kül, yağ ve diyet lif analizleri yapılması gerekilmektedir. Numunedeki bu analizler gerçekleştirildikten sonra; ‘The Atwater General Factor System’ hesaplaması yapılır. Numunedeki karbonhidrat ve enerji hesabı için aşağıda belirttiğimiz hesaplama formülü kullanılmaktadır.
Enerji (kcal)= (Yağ x 9) + (Protein x 4) + (Karbonhidrat-Diet lif) x
1 kj=0,239 kcal
1 kcal=4,184 kj

Karbonhidrat

Karbonhidratlar, sağlıklı beslenmenin en önemli parçasıdır ve vücudun ihtiyaç duyduğu enerjiyi sağlamaktadır. Karbon, oksijen ve hidrojen elementlerinden oluşan organik bileşiklere karbonhidrat denmektedir. Bütün canlı hücrelerde bulunur. Genel olarak büyük moleküller halindedirler. Aynı zamanda beyin ve merkezi sinir sisteminin düzgün çalışmasına yardımcı olmaktadır. Uzmanlara göre karbonhidratlar iki gruptur. İyi karbonhidratlar, kompleks karbonhidratlardır ve birden fazla doğal şeker çeşidi içermekte ve yavaş sindirilmektedir. Kötü karbonhidratlar ise basit karbonhidratlardır ve içinde bulunan şeker kısa sürede kana karışmakta ve kan şekeri seviyesi birden yükselmektedir. Kompleks karbonhidrat içeren meyveler, sebzeler, bakliyat ve tam tahıllı gıdalar, sağlıklı beslenme açısından çok uygundur ve lif bakımından zengindir. Doğru beslenmek açısından, günlük olarak alınan kalorinin yüzde 60’a yakın bir kısmı işlenmemiş sağlıklı karbonhidratlardan gelmek zorundadır.

Karbonhidratlar birçok gıdanın ana bileşenidir ve yağlar ve proteinler gibi canlıların temel enerji kaynağıdır. Karbonhidratlar birinci dereceden enerji verici olarak kullanılır. Karbonhidratlar daha çok ekmek, makarna, fasulye, patates, kepek, pirinç, tahıl ve hububat içinde bulunur. Karbonhidratlar vücudumuzda en çok bulunan üçüncü besin maddesidir. Yapı taşları ise glikozdur. Gıdaların içeriğinde karbonhidratlar tek başlarına bulunabilirler. Ya da protein gibi diğer bileşiklerle bağlı olarak da bulunabilirler. En fazla ekmek, makarna, patates, pirinç, tahıl ve hububatlar içinde karbonhidrat bulunmaktadır. Karbonhidratların yapıtaşı glikozdur. Hayvanlarda glikojen halinde, bitkilerde ise nişasta halinde depolanmaktadır.

Karbonhidrat analizleri yapılmasının birkaç nedeni bulunmaktadır. Öncelikle gıda ürünlerinin standartlara uygun olduğunu kontrol etmek için yapılmaktadır. Tüketicilere gıda ürünlerinin besin değerleri hakkında bilgi vermek için karbonhidrat analizleri yapılmaktadır. Diyet uzmanları günlük enerji ihtiyacımızın %45-65’ini lifli karbonhidratlardan almamızı önermektedirler. Aşırı karbonhidrat alımı ise obezite, diyabet ve kalp hastalıklarına yol açmaktadır. Bunun yanı sıra, gıda ürünlerinin kalitesini belirlemek için de analizler yapılmaktadır. Gıdaların tadı, görünüşü ve stabilitesi gibi fizikokimyasal özellikleri, gıdanın karbonhidrat içeriği ve bu karbonhidratların konsantrasyonu ile çok ilgilidir. Gıda üretim süreçlerini denetlemek için de karbonhidrat analizlerine gerek bulunmaktadır. Örneğin fermente ürünlerde karbonhidrat miktarı çok önemlidir.

Yetkili laboratuvarlarda, kimyasal analizler kapsamında, gıda ürünlerinde karbonhidrat tayini çalışmaları yapılmaktadır. Bu çalışmalarda yerli ve yabancı kuruluşlar tarafından yayınlanan standartlara ve dünya genelinde kabul gören test yöntemlerine uyulmaktadır.

Şeker (Toplam)

şeker analizleriMeyvelerin katı maddesinin büyük bir kısmını şeker oluşturur ve meyvelerdeki şekerin genel olarak tümü heksozlardan ( glikoz ve fruktoz ) ibarettir. Bu şekerlere “indirgen şeker” adı verilmektedir. Ayrıca meyvelerin bileşiminde çok değişken miktarlarda sakkaroz da yer almaktadır. Şeftalide (%57- 79); kayısıda (%66-87) ve erikte (%44- 71) sakkaroz bulunmakla birlikte, kiraz ve vişnede yalnızca fruktoz ve glikoz bulunmaktadır. Meyve ve sebzelerin yapılarında bulunan sakkaroz, bunların işlenmesi, depolanması sırasında ortam sıcaklığına bağlı olarak az ve çok inversiyona uğramaktadır.

Meyve –sebze ve ürünlerinde herhangi bir yöntemle saptanan indirgen şeker ve sakkarozun toplamı, o gıdanın toplam şeker içeriğini verir. Şeker tayin yöntemlerinde hepsinin temel ilkesi, şekerlerin indirgen özelliğine dayanmaktadır. Tüm monosakkaritler indirgen özelliktedir. Disakkaritlerle oligosakkaritler kendilerini oluşturan monosakkaritlere bağlı olarak indirgen özellik gösterebilirler (maltoz ve laktoz gibi ). Sakkaroz ise indirgen özellik göstermez. Bu nedenle kimyasal yöntemlerle şeker tayininde sakkaroz önce invert şeker haline dönüştürülür ve glikoz ve fruktozla birlikte invert şeker olarak tayin edilir. Şeker tayininde, şekerin indirgen özelliğinden yararlanıldığı için ortamdaki indirgen özellik gösteren diğer maddelerin uzaklaştırılması gerekir. Bu amaçla şeker analizlerinde Carrez I ve Carrez II çözeltileri kullanılarak durultma uygulanır.

Şeker tayini için değişik yöntemler bulunmakla birlikte Lane- Eynon metodu pratik ve kolay olması açısından sıklıkla tercih edilmektedir. Şeker tayin yöntemleri esas olarak, karbonhidratların indirgen özelliğinden yararlanmaktadır. Buna dayanan analiz yöntemlerinde, indirgen şekerler toplu olarak tayin edilmekte olduğu için ayrı olarak miktar tespiti yapılmamaktadır. Bunun yanı sıra glikoz, fruktoz ve sakkaroz miktarlarının her biri ayrı olarak tespit edilebilmektedir.

Bu yöntemler genel olarak titrimetrik yöntemlerdir. Bunlarda kendi içinde volumetrik, gravimetrik ve enstrümantal yöntem olarak 3’e ayrılmaktadır. İçlerinde en fazla tercih edileni volumetrik yöntemdir. Luff- Schoorl ve yüksek performanslı sıvı kromotografisi (HPLC) yöntemleri de kullanılarak meyve ve sebze ile bunların ürünlerinde bulunan toplam şeker tayin edilebilir.

Gıdalarda şeker tayinleri, aşağıdaki nedenlerden dolayı yapılmaktadır:

Gıdaların bileşiminde bulunan toplam şeker ve invert şeker miktarını tespit etmek
Prosese (üretimin işlemlerine) yön vermek
İçeriklerinde sahip oldukları enerji miktarını bulabilmek
Standarda uygun olup olmadığını saptamak

Yetkili olduğumuz laboratuvarda, kimyasal gıda analizleri arasında çeşitli şeker bileşenleri analizleri yapmaktayız. Bunlar arasında simetrik yöntemle toplam şeker tayini çalışmalarımız da bulunmaktadır.

Diyet Lifi

Karbonhidratlar, gıda ürünlerinde yaygın olarak bulunan organik moleküllerdir. Karbonatların bir bölümünü diyet lifi ya da ham lifler oluşturmaktadır.

Diyet lifi, selüloz, hemiselüloz ve lignin maddeleri bitki hücre duvarını oluşturan diğer bileşiklerden ayırmak amacı ile kullanılan bir ifadedir. Bitkisel gıda ürünlerinin yumuşak veya sert oluşu, sindirimlerinin kolay olması ve enerji değerleri hep lif miktarına bağılıdır. İnsan vücudunda ham lifi oluşturan bileşikleri parçalayan enzimler yoktur. Bu yüzden sindirim sisteminde enzimatik olarak yakılmazlar ve insanlar için bir enerji değeri teşkil etmezler. Ancak tokluk duygusu verirler. Bunun yanı sıra posa oluşturucu, su tutucu, bağırsak hareketlerini düzenleyici ve arttırıcı etkileri bulunmaktadır. Ayrıca bağırsak kanserini ve kabızlığı önleme özelliklerine sahiptir. Bu açılardan sağlıklı beslenme konusunda ham lifin değeri çok fazladır. Lif, vücut tarafından sindirilemeyen veya çok az sindirilebilen ve emilim yoluyla kan dolaşımına katılmayan kompleks karbonhidratlardır. Lif, çözünen ve çözünmeyen lif olarak 2’ye ayrılmaktadır. Günlük olarak 25-35 gram lif alımı önerilmektedir.

Diyet Lifi sindirim enzimlerine dirençli gıda bileşenlerinden biridir. Diyet lifinin kolon kanseri, obezite, kalp-damar hastalıkları gibi bazı rahatsızlıklarının üzerinde olumlu etkileri vardır. Toplam diyet lifinin yaklaşık yarısı bağırsakta fermantasyona uğramaktadır. Diyet lifinin enerji değeri düşük olması ve su çekici özelliğinden dolayı mide içeriğinin hacmini arttırarak midenin boşalmasını geciktirmektedir. Mide boşalmadığı için bireyin yeme isteği azalmaktadır. Diyet lifi içeren gıdaların çiğnenerek yutulmasının uzun süre alması, tokluk hissi yaratmaktadır.

Bunun yanında hayvan yemlerinde ham lif, besin değerinin ölçüsüdür. Ham lif kolay sindirilemediği için ham lif bakımından zengin yemlerin besin değeri düşük olmaktadır. Gıdalarda beslenme değeri ve gıda kalitesinin ve olası hilelerin tespit edilmesi ve kalite özelliklerinin belirlenmesi açısından, ayrıca yasal düzenlemelerin gereği olarak ham lif tayini yapılmaktadır. Bitkisel gıda maddelerinde kimyasal analizler yapılırken, organik maddelerden ham protein, ham yağ ve azotsuz özüt maddeleri çıkarıldıktan sonra geriye kalan organik bileşenlerin toplamı ham lif değerini vermektedir. Ham lif esas olarak selüloz, hemiselüloz ve zor sindirilebilen lignin gibi bitkisel yapıdaki karbonhidratlarından oluşmaktadır.

Gıda lifleri özellikle düşük yağ içeriği olan ürünlerde, ısıl işlem uygulanan et ürünlerinde, su tutma kapasitesini yükseltmek, doku gelişimine katkıda bulunmak ve pişirme kayıplarını düşürmek gibi özellikleri ile kullanım alanı bulmaktadır. Tüm dünyada sağlıklı beslenme kavramı için diyet lifli ürünler önem kazanmaktadır. Yetkili laboratuvarlarda, kimyasal testler kapsamında diyet lifi tayini çalışmaları da yapılmaktadır. Bu çalışmalarda yerli ve yabancı kuruluşlar tarafından çıkarılan standartlara uyulmaktadır.

Yağ İçeriği

Gıda sektöründe hayvansal üretimde en önemli husus kaliteli yem kullanılmasıdır. Özellikle karma yemler belli standartlara uygun şekilde üretilmelidir. Bu durumda bileşimleri garanti edilmiş olmaktadır. Yağlar, gliserinin yağ asitleriyle birleşmesi sonucu meydana gelmiş organik bileşiklerdir. Yağlar sadece beslenme açısından önemli olmayıp, gıdanın duyusal kalitesi üzerinde de etkili bileşenlerdir. Yasal düzenlemeler gereğince, yem üretim ve satış yerlerinden numune alınarak sürekli denetimler yapılmakta, yemlerin kalite kontrolleri yapılarak hileli yemlerin piyasaya sunulmasına engel olunmaktadır.

bal analizleriYemlerin kalitesinin belirlenmesinde en önemli noktalar içeriklerindeki yağ ve karbonhidrat miktarlarıdır. Hayvanlar enerji ihtiyaçlarını yem içeriğinde bulunan karbonhidrat ve yağlardan karşılamaktadır. Yağların enerji kaynağı olmaları yanında bir başka işlevi ise, yağda eriyen vitaminleri taşımaları ve bu vitaminlerin bağırsaklarda emilmelerine destek olmalarıdır.

Yağlar, organik ve mineral yağlar olmak üzere ayrılırlar. Yer altında kaya tabakaları arasında bulunan petrol esaslı yağlar mineral yağlar olarak sınıflandırılır. Organik yağlar bitkiler ve hayvanlar dahil çeşitli canlı ve organizmaların çeşitli organik süreçlerden geçirilmeleri sonucu elde edilir. Yemeklik yağlar, yakıtlar, yağlama, boyama, mum yağların kullanım alanlarına örnek verebiliriz. Sağlık beslenmede günlük alınan kalorilerin %20-30’ unu yağlar oluşturmaktadır. Normal ağırlıktaki bir insan vücut ağrılığının %20’si yağ olmalıdır. Yağlar depo ve enerji kaynağıdır. Yağlar A, D, E, K vitaminlerinin emilimi için gereklidir.

Yemlerde belli miktarda yağların bulunması gereklidir. Yapısal karbonhidratlardan olan selüloz, hemiselüloz ve lignin ise hayvanlar tarafından kolay sindirilmez ve karma yemlerde fazla bulunmaları istenmez. Bu yüzden yemlerin yağ, selüloz, nişasta içerikleri ve standartlara uygunluğu mutlaka kontrol edilmek zorundadır. Hayvan yemlerinde ham yağ tayini yapılırken, yem örneği, etil, eter, benzen veya petrol eteri türünden yağ çözücü maddeler ile ekstrasyona tabi tutulmakta ve yağ örnekten ayrılarak tartılmaktadır. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından çıkarılan Yemlerin Piyasaya Arzı ve Kullanımı Hakkında Yönetmelik ekinde, yem maddeleri ve karma yemlerin besin maddesi bileşenleri ile ilgili sınır değerler verilmiştir.

Buna göre, ham yağ için şu tolerans değerler uygulanır:
  • Yüzde 24 ve üzeri beyan edilen değerler için artı eksi 3 birim.
  • Yüzde 8 üzerinde ve yüzde 24 altında beyan edilen değerler için, beyan edilen değerin artı eksi yüzde 12,5’u
  • Yüzde 8’den az beyan edilen değerler için artı eksi 1 birim.

Yetkili laboratuvarlar tarafından, kimyasal gıda analizleri kapsamında, yağ ve ham yağ tayini çalışmaları yapılmaktadır. Bu analizler sırasında ilgili yasal düzenleme esaslarına ve ulusal ve uluslararası kuruluşlar tarafından çıkarılan standartlara uyulmaktadır.

Doymuş Yağ Asitleri

Doymuş yağ, yağ asidi zincirlerinin tümü veya ağırlıklı olarak tek bağlara sahip olduğu bir yağ türüdür. Yağlar uzun karbon (C) atom zincirlerinden yapılır. Bazı karbon atomları tek bağlarla (-C-C-) ve diğerleri çift bağlarla (-C=C-) bağlanır. Çift bağlar, tek bağları oluşturmak için hidrojen ile reaksiyona girebilir. Buna da doymuş denir. Çoğu hayvansal yağ doymuş ’tur. Pizza ve sosis gibi birçok işlenmiş gıdalarda doymuş yağ içeriği yüksektir. Bazı bitkisel ürünler de de yüksek doymuş yağ içeriğine sahiptir. Dünya Sağlık Örgütü de dahil olmak üzere birçok tıbbi kuruluş doymuş yağ alımının azaltılmasını savunmaktadır. Beslenme etiketleri düzenli olarak bunları birleştirirken, doymuş yağ asitleri besin grupları arasında farklı oranlarda ortaya çıkar.

Doymuş yağ asitleri düz zincirler oluşturdukları için sıkışık bir şekilde istiflenebilirler ve canlıların kimyasal enerjiyi yoğun bir şekilde depolamalarını sağlarlar. Hayvanların yağ dokuları büyük miktarda uzun zincirli doymuş yağ asitleri içermektedir. Sert peynirler, pizzalar, hamurlu ve sütlü tatlılar, cipsler yüksek oranda doymuş yağ içeren besinler arasında yer almaktadır.

Trans Yağ Asitleri

Trans yağlar, doymamış yağ asitlerine verilen genel bir isimdir. Trans yağ asitleri doğal veya endüstriyel kaynaklardan gelebilen, doymamış yağ asitlerinin bir formudur. Trans yağlar bazen tekli bazen de çoklu doymamış yağlardır, ancak hiçbir zaman doymuş yağ olamazlar. Trans yağlar, insan metabolizması açısından gerekli yağ asitlerinden kabul edilmemektedir. Çünkü trans yağlar, insan vücudunda kötü kolesterol (LDL) düzeyini yükseltmekte, iyi kolesterol düzeyini (HDL) ise düşürmektedir. Bu da kalp ve damar hastalıkları açısından olumsuz bir durumdur. Uzmanlar trans yağların tüketiminden vazgeçilmesi gerektiğini söylemektedir. Doğal olarak oluşan trans yağlara göre, kısmi hidrojenleşme ile oluşan trans yağlar daha tehlikelidir. Hidrojenleşme sürecinde, doymamış yağlara hidrojen atomu ilave edilmekte ve yağlar kısmen veya tamamen doymuş yağ haline getirilmektedir.

Kimyasal olarak bakıldığında, trans yağlar doğal yağ değildir. Tamamen sentetik bir yağ çeşididir. Basit bir anlatım ile trans yağlar, sıvı yağların ana madde olarak kullanıldığı, ama içine hidrojen katıldığı yağlardır. Trans yağlar, bitkisel yağların hidrojen ile ısıtılması ile elde edilmektedir. Bu şekilde yağ katı duruma gelmektedir. Trans yağın çok miktarda tüketilmesi sağlığa zararlıdır. Diyabet, yüksek kolesterol, kalp hastalıkları gibi birçok hastalığa yol açmaktadır. Doğal yollarla üretilen ve hayvansal gıdalardan alınan trans yağ az miktarda olduğu için sağlık açısından ciddi bir risk oluşturmaz. Bu yağlara ne kadar fazla hidrojen katılırsa, o kadar katı hale gelmektedir.

Mevcut yasal düzenlemeler çerçevesinde ülkemizde 2007 yılında itibaren, gıda maddeleri içindeki toplam yağın 100 gramında 1 gramdan daha az trans yağ olmak zorundadır. Bu gıda maddeleri üzerine bu durumda trans yağ içermez ifadesi kullanılabilir. En fazla trans yağlar, hazır paketlenmiş gıda ürünlerinde, lokanta yemeklerinde ve pastane ürünlerinde kullanılmaktadır. Sağlıklı beslenmek açısından mümkün olduğunca margarinlerden uzak durmaya özen göstermek gerekiyor.

Yetkili laboratuvarlarda, kimyasal gıda analizleri kapsamında, trans yağ asitleri tayini çalışmaları yapılmaktadır. Bu çalışmalarda esas alınan standart şudur:

TS EN ISO 12966-4 Hayvansal ve bitkisel katı ve sıvı yağlar - Yağ asitleri metil esterlerinin gaz kromotografisi - Bölüm 4: Kapiler gaz kromatografisi ile tayin

Kolesterol

Kolesterol insanlar da dahil olmak üzere tüm memeli canlıların hücre yapısında ve bununla birlikte kan dolaşımında bulunan yağımsı bir maddededir. Kolesterol, damar sertliği ve kalp hastalıkları ile ilişkili bir steroiddir. Kolesterol vücudun tüm hücrelerinde, özellikle de sinir dokusunda yaygın olarak bulunur. Plazma zarının ve plazma lipoproteinlerinin ana bileşenidir.

En önemli iki kolesterol türü, yüksek yoğunluklu lipoproteinler (HDL) ve düşük yoğunluklu lipoproteinlerdir (LDL). Ldl kötü kolesterol, Hdl ise iyi kolesterol olarak adlandırılır. Çok fazla Ldl kolesterol, kalbi besleyen lipid birikimi nedeniyle tıkanmaya yol açarak kalp krizi olasılığını arttırmaktadır. Hdl kolesterol, kolesterolü kan damarından uzaklaştırmaktadır, böylelikle kalp krizi olasılığını azaltmaktadır. Kolesterol açısından yumurta sarısı, kırmızı et ve tam yağlı süt ürünleri gibi hayvansal kaynaklar zengindir. Sebzeler, meyveler ve tahıllar ise hiç kolesterol içermez.

Vitamin ve Mineral

Vitamin-ve-MineralVitaminler bir grup organik bileşikler olarak, insan vücudunun normal işleyişi için zorunludur. Vitaminler vücut tarafından yapılamadığından dolayı besin olarak alınması gereklidir. Besinlerin bir kısmı çiğ olarak, bir kısmı ise belirli pişirme süresiyle alınmalıdır. Hazırlama ve pişirme süreçlerindeki vitamin kayıpları insan sağılığını etkilemektedir.

Vitaminler, yağda ve suda eriyen vitaminler olarak ikiye ayrılmaktadır.
1. Yağda eriyen vitaminler; A, D, E, K
2. Suda eriyen vitaminler; C ve B grubu

A vitamini; görme, büyüme, üreme, doku hücresi farklılaşmasında vb. gerekli bir vitamindir. A vitamini iki yol ile sağlanmaktadır. Retinol formundaki A vitaminini hayvansal kaynaklı karaciğer, süt, balık yağı vb. besinlerden alırız. Bitkisel kaynaklardan ise beta karoten gibi Karotenoidlerin alır ve A vitaminine dönüştürürüz. Karotenoidlerin kaynakları ise kırmızı ve sarı portakal ile birçok yeşil yapraklı sebzelerdir.
D vitamini, eksikliğinde raşitizm görülür. Raşitizmde dişler geç çıkar, kafa kemikleri yumuşar ve eğrilir. Balık yağı, balık, karaciğer yumurta sarısı vb. D vitaminin en çok bulunduğu besinlerdir.
E vitamini, günlük yiyeceklerde bulunduğundan dolayı insanlarda yetersizliğine çok sık rastlanmamaktadır. Bitkisel yağlar, tahıl taneleri, soya gibi besinlerde E vitaminine daha sık rastlarız.
K vitamini, kanın pıhtılaşma etmeni olarak tanımlanmaktadır. En zengin kaynakları ise ıspanak ve benzeri yeşil yapraklı sebzeler, kuru baklagiller vb. besinlerdir.
B vitamini, 8 farklı vitaminden oluşmaktadır. B vitamini vücutta depolanmamaktadır. Vücut ihtiyacı kadar besinlerden alınır ve fazlası uzaklaştırılmaktadır.
C vitamini ise limon, portakal, mandalina gibi turunçgiller, domates, lahana vb. besinlerden alınmaktadır.

Mineraller doğada yaygın olarak görülen inorganik maddelerdir. Vücudun gelişmesi, büyümesi, sağlığın sürdürülmesi için minerallere ihtiyaç vardır.
  • Güçlü dişler ve kemikler için kalsiyum,
  • Sıvı dengesi ve fonksiyonlar için sodyum,
  • Kan ve enerji metabolizmasına oksijen taşıyabilmesi için demir,
  • Tiroit hormonu fonksiyonları için iyot
  • Mineraller özellikle tahıl, balık, süt ve süt ürünleri, sebzeler, kabuklu yemişlerden elde edilir.

Tuz

Tuz, kimyada bir asitle bir bazın tepkimeye girmesi sonucu ortaya çıkan bir maddedir. Asitle baz arasındaki tepkime nötrleşme tepkimesi olup, bu esnada ortaya su ve tuz çıkmaktadır. Tuz adı, sofra tuzu veya sodyum klorür (NACI) için de kullanılmaktadır. Tuzlar çeşitlerine göre sınıflandırılmaktadır. Sınıflandırmada tuzlar normal, asidik ve bazik tuzlar şeklinde ayrılmaktadır. Tuz saf halde iken yaklaşık %40 sodyum ve %60 klordan meydana gelmektedir.

Türk Gıda Kodeksi Tuz Tebliği (tebliğ no: 2013/48) madde 10’a göre iyot tuz;
  • İyot ilave edilen tuzun etiketinde tavsiye edilen tüketim tarihi belirtilir.
  • Bu Tebliğ kapsamında yer alan ürünlerde ürünün işleme tekniği etiket üzerinde yer alır.

Bu Tebliğ kapsamında yer alan ürünler etiketi üzerinde tuzun kullanım amacına göre “sofra tuzu”, “sofrada öğütme tuzu”, “iri salamura tuzu” ve “gıda sanayi tuzu” olarak adlandırılır. Bunun yanında tuzun elde edildiği kaynak “deniz tuzu veya deniz tuzundan üretilmiştir”, “kaya tuzu veya kaya tuzundan üretilmiştir”, “göl tuzu veya göl tuzundan üretilmiştir” ve “yeraltı kaynak tuzu veya yeraltı kaynak tuzundan üretilmiştir.” şeklinde belirtilir.

Sofra tuzu ile ilgili tebliğ;

  • tuz-tayiniÜrün adı “iyotlu sofra tuzu” olarak belirtilir.
  • Etiketinde kullanım bilgisi olarak “serin, kuru ve ışıksız ortamda ağzı kapalı olarak muhafaza edilmelidir.” ifadesi yer alır.
  • Net miktar 3000 g’yi geçmez.
  • İyot tüketmemesi gereken kişiler için üretilen iyotsuz sofra tuzunda ambalaj büyüklüğü 250 g’yi geçmez. Etiket üzerinde, ambalajla kontrast teşkil edecek renkte ürün adı olarak “iyotsuz sofra tuzu” ifadesi yer alır.

 

Gıda sanayi tuz ile ilgili teblig;

  • Etiket üzerinde “Gıda sanayi için üretilmiştir.” ifadesi ürün adıyla birlikte ve ambalajla kontrast teşkil edecek renkte yer alır.
  • İyot ilave edilip edilmediği etiket üzerinde belirtilmelidir. İyot ilave edilen gıda sanayi tuzlarında “iyotlu gıda sanayi tuzu” ifadesi yer alır.
  • Net miktar en az 10 kg olur.
  • İri salamura tuzu için net miktar en az 1500 g olur.
  • Sofrada öğütme tuzun etiketi üzerinde ambalajla kontrast oluşturacak şekilde “iyot ilave edilmemiştir.” ifadesi yer alır.
  • Sofrada öğütme tuzu için net miktar 500 g’yi geçmez.
  • Bu Tebliğ kapsamında piyasaya arz edilen ürünlerin etiketlerinde tuzun kaynağından kaynaklanan bir üstünlük ibaresi yer alamaz.
  • Bu Tebliğ kapsamında yer alan ürünlerin etiketi üzerinde “tuzu azaltın, sağlığınızı koruyun.” ibaresine yer verilir.

Tebliğini yayınlamıştır. Etiketleme yapılırken bu kurallar çerçevesinde ilerlenmektedir.

Kuru Madde Miktarı

Gıda maddeleri, su ve kuru madde olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Kuru madde içinde ise, enerji, protein, lif, vitamin ve mineraller yer alır. Ortamdan su uzaklaştırıldığında kuru madde kalmaktadır. Bu kısım ise toplam kuru madde olarak adlandırılmaktadır. Toplam kuru madde olarak adlandırılmasının nedeni ise, kuru maddenin iki ayrı öğeden oluşmasıdır. Toplam kuru maddenin, bir kısma suda çözünmeyen maddelerden kaynaklanmaktadır. Suda çözünmeyen kısmına ise suda çözünmeyen kuru madde denir.

Suda çözünen kısmına, suda çözünür kuru madde, briks ya da refraktometre değeri olarak adlandırılmaktadır. Gıdalarda, suda çözünmeyen kuru maddeyi selüloz ve nişasta gibi büyük moleküllü bileşikler oluşturmaktadır. Suda çözünür kuru maddeyi ise, früktoz, glukoz olmak üzere şekerler ve sitrik asit, malik asit, tartarik asit gibi organik asitler oluşturmaktadır. Kuru madde tayini daha çok et ürünleri, süt türevleri, sebze ve meyveler gibi nemi yüksek gıdalarda uygulanır.

Gıdanın standartlara uygun olup olmadığının belirlenmesi, gıdanın ticari değerinin belirlenmesi, gıdanın stabilitesinin veya muhafaza süresinin belirlenmesi gıda tayininin yapılması için önemli etkenlerdir. Kuru madde ölçümü için; Önce yem örnekleri tartılır. 100°C'de kurutulma işleminden sonra tekrar tartılır. 2 tartı işleminin farkı ile kuru madde miktarı kg. cinsinden elde edilir. Kuru madde oranı yemin yüzdesi olarak ifade edilir.

Yaş Kimya Analizleri

Yaş kimya analizleri, numuneler içerisinde istenen parametrelerin tanımlanması, gıda güvenliğinin sağlanması, numuneye ait gıda ve kalite parametrelerinin oluşturulması adına önemli bir analiz gurubudur. Kimyasal analizler kalitatif ve kantitatif olmak üzere iki grupta toplanmaktadır. Kalitatif analiz, numunede aranan parametrelerin, tespit edilmesi için yapılan çalışmadır. Kantitatif analiz ise numunede aranan parametrelerin miktarsal tespiti için yapılan çalışmadır.

1-) Kalitatif Analiz (Nitel Analiz) : Numunede aranan parametrelerin, tespit edilmesi için yapılan çalışmadır. Bu tip analizlerde aranan maddenin varlığı ya da yokluğu tespit edilir.
2-) Kantitatif Analiz (Nicel Analiz) : Numunede aranan parametrelerin miktarsal tespiti için yapılan çalışmadır. Kantitatif analiz grubu gravimetrik ve volumetrik analizler olmak üzere iki ayrı gruptan oluşur.

Gravimetrik analiz, tayini yapılan parametrenin miktarının kütle ölçümüne dayanarak bulunmasıdır. Volumetrik analiz, tayini yapılan parametrenin ; içeriği ve konsantrasyonu bilinen bir reaktif ile reaksiyona sokularak, harcanan miktarının matematiksel formül ile tespiti esasına dayanır. Yaş Kimya analizleri, numuneler içerisinde istenilen parametrelerin tanımlanması, gıda güvenliğinin sağlanması ve numuneye ait gıda-kalite parametrelerinin oluşturulması adına önemli bir analiz grubudur.

Kimyasal Analiz Laboratuvarı bünyesinde kalitatif ve kantitatif analizler; ürün grubuna bağlı olarak geniş bir yelpazede yapılmaktadır.